Mayıs 17, 2012

Yıllar Sonra Anlatılan Bir Hikaye.

Lise zamanlarımızdı,o okula ben lise ikideyken gelmişti.Yaklaşık olarak bir dönem sonra onu farketmiştim.Alkım cidden hoştu.Lise sonduk.Onunla birtürlü tanışamıyorduk ve tanışmak için ikimizde çaba göstermiyorduk.Değişik birşeydi.Günler geçti,biz bakıştık.(Doğrusu bu bakışmalardan belli bir zaman sonra etkilenmemek için kendime söz vermeye başlamıştım.)Birşeyler isteyen erkek sadece bakıp durmazdı sonuçta.Mezuniyet günü geldi.Her zamanki gibi Furkan yanımdaydı ve o beni güldürmekte adeta usta bir insandı.Yine kahkahalara boğulduğumuz bir an onunla göz göze gelmiştim.Kep atarken bana bakan kaçamak iri siyah gözleri gözlerimde kilitlendi (onu çok beğeniyordum.)Herkesin toplu bir şekilde attığı çığlık bizi o büyülü dünyadan yeryüzüne indirdi.Lise neredeyse bitmek üzereydi,biz hala tanışamıyorduk.Düşündükçe üzülüyordum.Kep attık,mezun olduk,gece bitti ve biz sadece bakıştık.

Onu görebiliceğim son bir günüm vardı:
Mezuniyet Balosu.
Furkan kapıya beni almaya gelip,beyaz elbisem içinde kuğu gibi durduğumu söylediğinde sanırım özgüvenim tavan yapmıştı.Koluna girdim ve dilimden dökülen tek şey,
"Lise bittiğine göre bu gece yeni bir sayfa açıyorum." demek oldu.Kalabalıktı.Kimse kimsenin yüzüne bakmıyor herkes birbirine birşey anlatıyordu.(Çoğu kişinin öss hakkında konuştuğuna emindim.)
Havuz başından yavaş adımlarla Furkan'ın kolunda masamıza ilerledim.Pastalar kesildi,okul birincisine ödül,ikinci ve üçüncüye tebrik plaketleri verildi.Okulun her yıl düzenlediği mezuniyet dansına sıra geldi.Pek fazla bir olayı yoktu bizim dansımızın.Tek olayı bir halka oluşturulur ve ortaya beşerli olmak üzere çiftler çıkardı.Herkes sırayla ortada dans etmek zorundaydı.(Bizim okulun mezuniyetlerini her yıl bu dans süslemiştir.)
Müdür yardımcımız mikrafonu eline aldı ve tüm öğrencileri mezuniyet dansına davet etti.Masalar bir bir boşalmaya başladı.Onu gördüm.Yan sınıfımızdan Aylinle.Üzüldüm mü üzüldüm..Bizim masadan Pelin'in sesini duydum masamızı piste davet ediyordu.12 kişilik masamız hepbirden ayaklandı.Furkan elini uzattı ilk dansı onunla yapacaktım.Dans başladı.İlk,okul birincisi seçtiği erkekle dansı açardı.Diğerleri de sırayla halkadan ayrılıp ortaya çıkardı.Herkes kuralı bilirdi.Maksimum 5 çift ortada dans edebilirdi.
Rengarenk elbiselerden ve koyu renk takımlar pisti doldurmuştu.Furkanla biz 12. çift olup ortaya çıkana kadar Alkım Aylin'e ortaya çıkmayı teklif etmedi.Biz sahnedeyken,onlarda yanımızda belirdi.Sanırım biraz heyecanlanmıştım.Furkan birşey söylicek gibi oldu.Gülen gözlerimi Furkanın omuzundaki ele çevirdim.Bu Alkımdı.
"Eşlerimizi değiştirelim mi?"
Şaşkındım.Eli elime değdi,Furkan'ın bedeninin benden uzaklaşıp onun yanıma ilişmesini izledim.Zamanı mı yavaşlatmışlardı ne olmuştu böyle.


Gözlerimin içine baktı ve biz tanıştık.Balodan sonra arkadaşları ile Çınarcık'a eğlenmeye geçeceklerini benimde onlara katılıp katılamayacağımı sordu.İstersem arkadaşlarımı davet edebiliceğimi ekledi."Olmaz" dedim, ama gitmek istiyordum.Balo bitti.Turkuaz taşlı kolyemi kaybettim.Neyseki anın büyüsüne kapılıp bunu önemsemedim.Çınarcıkta güzel bir gece geçirdik.Furkan da yan sınıftan bir kızla oldukça samimi bir sohbete dalmıştı.Onun adınada sevindim,sıkılmıyordu.Saat çok geç olmadan hepbirlikte kumsala indik,ateş yaktık.Bir daha hiçbir zaman hayatımda böyle bir gece geçiremedim.Alkımla birlikte kumsalda epey yürüdük.Tanışamadığımız günlerin acısını çıkartırcasına yürüdük.Çoğunluk ben anlattım; okuldan,kendi hayatımdan,gelecekten beklediklerimden konuştum.Alkım çok konuşkan biri değildi.Saat su gibi geçti.Kumsalda ateş başında Mert diye bir çocuğun çaldığı şarkılara eşlik ettik,başım omuzunda olduğu o an kulağıma bu gece çok güzel olduğumu fısıldadı.Gülümsedim.
bende onu yanıtladım.
"Akmış makyaj ve bukleleri bozulmuş saçlarımla eminim ki harikayım."Başımı kaldırmadan,gülümsedim.
O da güldü.Söylediklerime aldırış etmeden.Elimi elleri arasına aldı.İnanılmaz güzel bir geceydi.
Ayrılmadan önce birbirimizin numarasını aldık.
"Tekrardan görüşmek üzre" diyerek oradan Furkanlar'ın arabasına binerek ayrıldım.
Arabada Furkan'ın ciddi tavrı ile karşı karşıyaydım.Ayrılmak için evimizin önüne geldiğinde bana sadece şunu söyledi."Sürekli güvenden bahsediyordun ya Azra.Sadece bir dans esnasında tanıştığın çocuğun elini tutmasına izin verdin üstüne üslük birde ona numaranı verdin.Naptığının farkında mısın sen?"
1 hafta geçti.1 ay geçti,ben aranmadım.Furkanın söylediklerinden sonra Alkım'a olan öfkemse her geçen gün katlanmıştı.Beni hiçbir zaman aramadı.1 yıl geçti össye tekrar hazırlandım.İstanbul'u kazandım ve valiz bakmak için en yakın arkadaşım Selinle çarşıya indik.Girdiğimiz bir dükkanda rastgeldim ona.Boyu daha da uzamıştı,hafif sakal bırakmış koca bir adam olmuştu.İnsan 1 yılda bu kadar değişir mi diye aklımdan geçirdim.Onu hala beğeniyordum.Beni görünce yüz ifadesinden şaşkınlığını anlamak hiç zor değildi.Yanıma geldi.Selin olanları dakikası dakikasına bildiğinden Alkımı selamlayıp bir çantayı beğenmişçesine yanımızdan uzaklaştı.Elini uzattı,tokalaştık.
"Selam vermek zorunda değildin,eskisi gibi,hiç tanışmamışız gibi." dedim.
"Aynı şeyi ben senin için söylemeliyim sanırım."dedi.
"Beni suçlama numaramı alan sendin" dedim,bakışlarımı diğer yana çevirdim sakindim.
"Üzerinden çok zaman geçti Azra" dedi.
Lafını böldüm."Haklısın konuşmayalım."
"Öyle demek istemedim.Çok mesaj attım sana,ulaşmaya çalıştım,numaranın sana ait olmadığını öğrendim,Azra.Yanlış numara vererek sana ulaşmamı engelledin." dedi.
Bakışlarımı tekrardan onun parlayan gözlerine çevirdim.
"Dediklerini anlamıyorum,nasıl olabilir.Başka bir arkadaşından sorup öğrenebilirdin"
"Biz buradan taşındık ve tekrar İstanbul'a yerleştik.Biliyorsun lisede çok tanıdığım insan yok,geç gelmiştim sizin okula." Beni yargılar gibi bir hali vardı.Bakışları peki sen neden beni aramadın der gibiydi.Yüzüne bakamadım.Ona ulaşmayı çok istedim ama yapamamıştım işte.Furkan'ın söylediklerinden sonra kendimi kötü bir kız ilan etmiştim.O gün Alkım tekrar numaramı aldı.Eskiye göre daha girişken olduğu konuşmasından anlaşılıyordu.Bu sefer doğruluğundan emin olmak için birbirimizi çaldırdık ve bende onu kaydettim.
"Görüşürüz öyleyse."
"Görüşmek üzre" diyerek Selin'in yanına gittim.Sanırım kalbim yerinden fırlıyacaktı.
O günün akşamı Alkım bana mesaj çekti.Nasıl olduğumu sordu.Gece mesajlaştık.Değişik bir mutluluk içimi kaplamıştı.Konuşmaya devam ettik.Taaki Alkım hayatında birisinin olduğunu bana söyleyene kadar.
(1 ay sonra Alkım görüşmek istediğinde, ben okuldan bir çocukla çıkıyordum.İntikam alır gibi,erkek arkadaşımın görüşmemizi hoş karşılamayacağını söylemiştim.Alkımın benimle görüşmek istemesinden 5 gün sonra sevgilimden ayrıldım.O da ayrı mevzu ya.)
Üniversite günlerim çok sakin geçti.
1.yılım şehri tanıma,insanları tanıma ile..
2.yılım derslerimin ciddiyetini kavramak ile..
3.yılım ise yalnızlığın kötü birşey olduğunu düşünmekle geçti.
Alkımla arada sırada konuşmaya devam ediyorduk.İnternette kamerada arada sırada konuşuyorduk.Birbirimizin herşeyinden haberdardık.Fakat uzak şehirler sık görüşmemize engel olduğundan bir türlü ne olduğumuzun adını koyamıyorduk.İnternette kamerada konuştuğumuz o Haziran gecesinde ona bir daha bu şekilde kamerada konuşmaya devam etmememiz gerektiğini söyledim.Ne demek istediğimi anlamıştı.Ona bağlanıyordum hemde yan yana görüşmeden.Garip bir duygudu.İmkansız gibi geliyordu kulağa.
3.sınıfın yaz okulu dönemine girmiştik.20 gündür onunla konuşmuyordum
Hareketli ve oldukça sıcak bir temmuz akşamıydı.İki arkadaşımın birlikteliğini kutlamak için dışarı çıkacaktık.Okuldan Hülya ile benim evde hazırlanıp taksi ile ayarlanan mekana geçicektik.Bir nevi arkadaş arasında söz gibi birşey olacaktı bu.Cumartesi gecesiydi.Kırmızı elbisemi seçtim ve hazırdım.Mekana geçtik.Cafe-Bar tarzı bir yer olacağı söylenmişti.Pastanın ise aynı mekan içinde bulunan Clubta kesileceğini ne ben nede Hülya,ikimizde bilmiyorduk.Uzunca bir masa hazırlanmıştı.Özel atıştırmalık krepler geldi.Pasta için Cluba geçilecekti.Onu o ana kadar nasıl farketmedim bilmiyorum.Omuzuma dokundu,"Bu güzelliğe biri sahip çıkmalı,özelliklede böyle bir yerde" Bu ses hem uzak hem içime işleyen o birkaç anıyı günyüzüne çıkarmaya yetmişti.
"Eşinin olmadığını duydum ve bu güzelliği yalnız bırakmaya niyetim yok.İçeri beraber geçebilir miyiz?" dedi ve yıllar sonra o bakışlar beni lise günlerime götürdü.Gözleri hala aynıydı.ah Alkım.
Beraber Clubın koridor girişine doğru yürümeye başladık.Burda ne aradığını sordum.Facebookta bu doğumgünü için etkinlik sayfası oluşturulmuştu.32 kişilik bir davetli listesi vardı.Geleceğimi oradan görmüştü.Ona kızmak istedim, fakat bana bakmayı sürdürdüğü o dakikalar boyunca kızgınlığım kalp çarpıntısına dönüşüyor ve bende onun gözlerine kapılıp gidiyordum.Artık ne geçmişi ne geleceği irdelemiyordum.Fakat herşeyin bu sefer daha farklı olduğunu hissediyordum.Benim için gelmişti.Cluba girerken yine aynı elimi tam 3 seneki gibi o iki eli sıkıca tuttu.
"Bundan sonra bu eli hep tutmama izin vericek misin Azra?Bunu gerçekten ister misin?"dedi.Nasıl oluyordu da bu çocuk birden hayatıma girip beni böylesi başka bir dünyaya alıp götürebiliyordu.Çıldırmıştım.Fakat öfkemi bastırmam için tek birşeyi yapmam gerekti.Gözlerine bakmak.İçeride patlayan konfeti sesi ile irkildim.İçeri el ele girdik.Aslında bu gece bizim gecemizdi.Bizim birlikteliğimizin kutlama gecesiydi.
Patlayan konfetiye eşlik eden o müzik hala kulaklarımda. 
Temmuz,2006

4 yıl sonra ..
Ortaköyde deniz kenarında oturup birer kahve içtik.O yine her zaman ki gibi çok hoştu.Açık renk kotu üzerine giydiği ince lacivert kırmızı kaşe gömleği soğukların yavaştan geldiğini söylüyordu.Eylül Ayındaydık.İşten erken çıkmıştı,bense izinliydim.Saat 5ti ve saatin 6 olmasını bekliyorduk.Henüz bir saatimiz vardı.Birer kahve daha söyledik.Bu sefer benimkinin sütlü olmasını rica ettim.Nede olsa
oğlumuz Ali'nin kreşten çıkış saatine daha 1 saat vardı


.

2 yorum:

  1. bu senin hikayen mi?
    öyleyse çok güzel, çok keyifle okudum ve sonu beni çok mutlu etti:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benim değil fakat yakın bir dostumun hikayesi.oldukça hoşuma gitti burada paylaşmak istedim..beğenmene çok sevindim :)

      Sil

aa bana yorum mu yapıcasın ki sen hihi teşekkürler :)

i hali e hali de hali den hali işte buda facebook hali

1800lerde dünyayı tepsi sanırdık doğruymuş meğer